29 Ekim sabahı Cumhuriyetimizin doğum günü olması yanı sıra kendi doğum günüm olduğu için de çok mutlu uyandım. Gerindim; etrafa baktım; güneşli bir günde uyanarak karşılaşabileceğim ne varsa olmasını bekledim: Doğum günüm olması vesilesiyle yatakta kahvaltılar, hediyeler... Hiçbiri spawnlanmadı. Madem öyle, telefonuma bakayım dedim. O da ne? Mark Zuckerberg kardeşimiz kafaya gözlüğü takmış, kendi avatarına tişört giydiriyor. 29 Ekim, kamuoyu nezdinde Metaverse'in de doğum günü olmuş oldu.

Hiç lafı uzatmadan, yok web 1.0mış, 2.0mış 3.0mış muhabbetlerine girmeden kısa ve anlaşılır şekilde Metaverse'i bir 'tişört' analojisi üzerinden özetleyeyim kıymetli BeyazSayfa okurları:

İnternet ilk çıktığında, bize yalnızca belirlenen sayfaları okuma imkanı sunulmuştu. Bizler, kullanıcılar olarak herhangi bir etkileşime giremiyorduk. Look but don't touch misali. İnternetteki sapık tacizci dayılar Mynet çıkana kadar ne yaptılar, geçmişi tahmin etmesi güç. Bunu tişörte uzaktan bakmak olarak değerlendirelim.

Sonrasında bizler de arama motorları üzerinden sitelere girmeye, o sitelere yazılar yazmaya (donanımhaber ölücülerinin doğduğu evre) başladık. Bunu tişörtü yavaştan üstümüze giymek olarak değerlendirelim.

Sonrasında sosyal medya diye bir şey çıktı (böyle bir şey haram olabilir mi). Bununla beraber artık izleyici ya da yorumcu olmak yerine içerik üreticisi olmaya başladık. Artık tişörtü tam anlamıyla üzerimize giydik.

Şimdi yeni çıkan Metaverse (ki kendisi son 5 yıldır geliştiriliyordu) ile bu kıyafet artık tişört olmaktan çıkıp kapşonlu hırka haline geldi. Etrafımızı sarıp sarmalayan bir yapı; artık izleyici, yorumcu ya da içerik üretici olmaktansa direkt olarak 'içine girebileceğimiz' bir yapı.

Metaverse bana SecondLife isimli oyunu anımsatıyor. SecondLife'ın VR versiyonu olarak düşündüm kendisini. Merak edenler için: link